24 Mayıs 2011

Carl Maria von Weber – Abu Hassan (Ebu Hasan) Operası

Türkiye'de ilk kez 1983-84 sezonunda Yekta Kara tarafından sahneye konulan ve yıllar sonra 27 Nisan 2011 tarihinde Mersin Devlet Opera ve Balesi'nde, bu kez Kıvanç Uğraşbul'un yorumuyla seyirci karşısına çıkan Carl Maria von Weber'in "Abu Hassan" isimli eser hakkında kısa bir bilgi:

Carl Maria von Weber tarafından bestelenen ve librettosu Franz Heimer tarafından “1001 Gece Masalları” temel alınarak hazırlanan tek perdelik eser, ilk olarak 4 Haziran 1811’ de Munich Cuvillies Tiyatrosunda sahneye konulmuştur. İlk temsilinde büyük başarı kazanan eser, Alman operasına karşı halkta büyük bir ilgi doğurmuştur.

Eserin ilk hali 1810’da “Alacaklılar Korosu” ile başlamakta olup, son hali 1813 ve 1822 yıllarında Weber’in yaptığı değişikliklerden sonra ortaya çıkmıştır. Eserin temelini Abu Hassan (Ebu Hasan) isimde, alacaklılarının foyasını ortaya çıkaran dürüst bir borçlu oluşturmaktadır. Eserin yazıldığı dönemde Weber’de kendi yüklü borçları ile boğuşmaktadır.

Eser

Opera 1001 Gece Masalları’nın Bağdat görünümündeki gece ile başlamaktadır. Uvertürden sonra, opera yoksul ama iyi niyetli Ebu Hasan ve karısı Fatma’nın kıt yiyecekleri paylaşması ile başlar. İlk düet iki karakterin esprili ziyafeti ile ilgilidir.


Ancak ikilinin çok büyük bir sorunu vardır: Ebu Hasan’ın yüklü borçları. Hasan trajikomik bir plan yapar; Halife, yakınını kaybedenlere cenaze masraflarını karşılamaları için büyük bir miktar para vermektedir. Buna dayanarak ölümlerini ilan ederek, Fatma’yı ve kendini cenaze bedellerini almak için Halife Harun Reşit ve karısı Zübeyde’yle görüştürmeyi planlamaktadır. Fatma bu planı çok beğenir.


Fatma Halife’nin eşine Hasan’ın ölümünü haber vermek için gittiğinde, alacaklılar toplanıp eve gelirler. Ebu Hasan’ı evine gelen kalabalık alacaklı grubunun düşmanlığından en büyük alacaklısı olan tefeci Ömer kurtarır. Ömer aynı zamanda Hasan’ın güzeller güzeli Fatma’sını arzulamaktadır. Hasan’ın borçlarını Fatma’yı kendisine ait olmaya zorlamak için kullanmayı istemektedir. Borçlarını silmenin bir karşılığı olarak bunu Fatma’dan ister. Ancak borç kalır. Çünkü Fatma Ömer’e yüz vermez.

Fatma para ile eve dönüşte bu kez Hasan, karısının ölümünü Halife’ye iletmek için evden çıkar. O sırada Ömer eve gelir ve Fatma’yı ikna etmeye çalışır. Ancak Hasan’ın aniden eve dönmesi üzerine panik havası yaratan Fatma, Ömer’i yüklüğe saklar. Ebu ve karısı Ömer’in saklandığını bildikleri halde bilmezmiş gibi bir hava ile aralarında konuşmaya devam ederler.

 
O ana kadar her şey planlandığı gibi gitmektedir. Ancak; Halife ve eşi, Hasan ile karısından ilk hangisini öldüğü konusunda kararsız kalırlar. Her ikisine de gelen haberler kafalarını karıştırmıştır. Bu nedenle bizzat Hasan’ın evine giderek ilk hangisinin öldüğünü teyit etmeye karar vermişlerdir. Bu niyetle eve gelirler. Geldiklerini gören ve durumu anlayan Ebu ve karısı ölü rolü oynamaya karar verirler.


Halife evden içeri girdiğinde, Fatma ve Hasan’ı “ölü” bulur. Halife ilk kimin öldüğünü açıklayacak olana 1000 altın vereceğini duyurur. Para ödülünü duyan Hasan “canlanır” ve ilk kendisinin öldüğünü söyler. Şimdi ise Halife’nin ulu kudreti ile canlanmıştır. Aynı gücün Fatma’yı canlandıracağını da söyler ve Fatma’da yattığı yeden kalkar.

Son sahnede Halife ve karısı, gerçekleri öğrenmiş olduklarından bu iki dolandırıcıyı affeder, Ömer’i yaptıkları için cezalandırır ve onlara ihtiyaçları olan parayı verirler.

Not: Fotograflar Mersin DOB'dan alınmıştır.

14 Mayıs 2011

Abu Hassan Operası Sahnede


Mersin Devlet Opera ve Balesi geçtiğimiz hafta ilk gösterimini gerçekleştirdiği Abu Hassan ve Aleko operalarının galasını 3 Mayıs akşamı sahneleyecek.

MDOB Müdür ve Sanat Yönetmeni Hasan Alptekin sanatseverleri operanın galasına davet ederek, “ Geçtiğimiz hafta bir gecede iki ayrı prömiyeri gerçekleştirerek Mersinli Sanatseverlerin beğenisine sunduk ve çok güzel tepkiler aldık. Bugün ise bu iki eserimizin gala temsillerini gerçekleştireceğiz. Tüm sanatseverleri bekliyoruz” dedi.
Abu Hassan’ı sahneye koyan rejisör Kıvanç Uğraşbul ise “İnsanları gülmeye davet ediyorum onları günlük streslerinden biraz olsun uzaklaştırabilirsek ne mutlu bize” diye konuştu.

Abu Hassan

Komik öyküsüyle romantik operanın en güzel örneklerinden olan “Abu Hassan”
1001 Gece Masallarının muhteşem dokusunu sahneye taşıyor. Carl Maria von Weber tarafından bir perdelik komik opera olarak bestelenmiş ve ilk kez 1811 de sahnelenmiştir.
Uzun yıllar sonra tekrar Mersin’de sahnelenecek olan “Abu Hassan” MDOB’un başarılı solisti Kıvanç Uğraşbul tarafından sahneye konuyor. Orkestra Şefliğini Vladimir Lunga’nun üstlendiği eserin koro şefi ise Oleg Constantınov üstleniyor. Dekor tasarımını Seyhan Atamer yaparken, kostüm tasarımı Alev Tol, Işık tasarımı ise Ali Dedekargınoğlu imzası taşıyor. Eserin Başlıca rollerini Onur Polat, Sevil Erçak, Ufuk Kasar, Erdem Özdemir, Ayşin Yücel, Alpay Noyan Özbay, ve Neslihan Ulaş paylaşıyor.
Bir perdelik operanın konusu: Bağdat halifesinin Sakisi Ebu Hasan ve karısı Fatima; Halife ve karısı Zübeyde’ye birbirlerinin öldüğünü söyleyerek, onlardan para koparıp borçlarını ödemek isterler. Fakat Halife ve karısı şüphelenir. Bunun üzerine kimin önce öldüğünü anlamak için ortaya ödül koyarlar, koydukları ödüle “ölü oldukları” halde yine Ebu Hasan ve karısı talip olurlar.
        
Not:
Haber buradan alınmıştır.

İlköğretim Okullarında Eğitim Gören Çocukların Müzikle Tanışma Projesi

MERSİN'de hayata geçirilen 'İlköğretim Okullarında Eğitim Gören Çocukların Müzikle Tanışma Projesi', hiç konser izlemeyen, opera ve baleyi bilmeyen çocukların, konser salonu, senfoni, opera ve baleyle tanışmasını sağladı.

Mersin Polifonik Korolar Derneği'nin hayata geçirdiği projede, ilk kez konser salonuna getirilen çocuklar müzikle eğitiliyor. Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçıları, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ile dernek bünyesindeki Umut Işığı Korosu'nun desteğiyle gerçekleşen projede, çok sesli müzik, nefesli ve yaylı çalgılarla tanışan çocuklar, zaman zaman sahneye çıkıp, orkestrayı yönetiyor.

Umut Işığı Korosu'nun seslendirdiği müziği dikkatle dinleyen öğrencilere, bas bariton Kıvanç Uğraşbul, nefesli sazlardan vigolette, korno, fagot; yaylı sazlardan keman, viyola ve viyolonseli tanıttı. Bu tanıtım sırasında öğrencilerin sıkılabileceğini düşünen Uğraşbul, yaptığı esprilerle çocukların dikkatini çekti. Çocukları yanına çağırıp, sahneye davet eden Kıvanç Uğraşbul, çocuklara orkestra yönettirip, eğitimi eğlenceli hale getirdi.

Projede bu yıl 600 çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini belirten Dernek Başkanı Selma Yağçı, amaçlarının geleceğin salon seyircilerini ve sanatçılarını ortaya çıkarmak olduğunu söyledi. Yağcı, "Hedefimiz çocuklarımızı müzikle eğiterek, bu isteği içlerinde hissettirerek, başarılarının gittikçe artmasını sağlamaktır. Yaşamdaki insan ilişkilerine, konuştukları dili düzgün kullanmalarına destek olmak istiyoruz. Bir mimar, bir mühendis, bir avukat olabiliyoruz ama bir koroda şarkı söyleyebiliyorsak veya herhangi bir enstrüman çalabiliyorsak işte o zaman omzumuzda ışıklı yıldızlar oluyor" dedi.

Not: Haber buradan alınmıştır.